Yine aynı yerdeyim. Karanlık sarmış etrafımı. Hatırlar mısın bilmem? Çok korkardım karanlıktan. Gülerdin o hallerime. Bak şimdi karanlığın merkezindeyim, yendim korkumu. Görsen gurur duyar mısın benimle?
Bir ses duyuyorum gecenin sessizliğinde. İçimi telaş sarıyor. Heyecanlanıyorum. Tenha yolun sessizliğini bozarak geçip gidiyor araçlar önümden. Belki diyorum onlarda birine sürüyordur araçlarını, her biri sevgilinin yolunda belki.
Soğuk kendini hissettirmeye başlıyor. Ellerimi ovuşturuyorum önce. Yetmiyor. Doğrulup oturduğum banktan, küçük adımlarla dolanıyorum. Uzaklaşmadan o banktan. Önce adımlarının sesini duyuyorum Ahmet Abinin. Yine her gece olduğu gibi elinde bir bardak çayla geliyor yanıma. Sen tanımazsın Ahmet Abi'yi. Acıyan gözlerle bakıyor bana. Bilmiyorum belki de gerçekten üzülüyor bana. "devam mı" diyor. Kafamı sallayarak onaylıyorum sorusunu. Tekrar geri dönüyor nöbetine.
Yalnızca düşünüyorum. Geldiğinde sana kuracağım cümleleri toparlamaya çalışıyorum kafamda. Ne yapacağım diye kendi kendime soruyorum. Düşüncelerime ara vermeden bir sigara yakıyorum. Sonra aklıma geliyor. Sen nefret edersin sigara kokusundan. Gökyüzüne bakıyorum. Yine aynı yıldızlar. Defalarca saydım onları... Her birine isim verdim, hepsinin ismi aynı, hepsinin ismi "Sen"...
Saatler ilerliyor. Etrafımı saran karamsarlık içimi ürpertiyor. Kafamı kaldırıp etrafıma son bir kez bakıyorum. Aynı boş yollar, ışığı sönük evler, park edilmiş arabalar ve şehrin üzerine çökmüş sessizlik. Yine her zaman ki son. Sen yoksun. Sen eksiksin.
Yavaş yavaş uzaklaşıyorum beni bırakıp gittiğin o banktan. Her gecekinden farklı bu sefer gidişim... Bu sefer tekrar tekrar dönüp bakmıyorum arkama "belki tam ben giderken sen gelirsin" diye düşünmüyorum bu sefer. Bu sefer üzerime çöken karamsarlık öldürüyor içimdeki umutlarımı. Ve vazgeçiyorum sevgilim seni beklemekten... Vazgeçiyorum senden... Vazgeçiyorum bizden.
Yavuz Okumuş