Başkalarının ne düşündüğü üzerine hayatlarını kuranlar var çevremde. " elalem ne der?" lafı düşmüyor dillerinden. Hapsetmişler kendilerini topluma hepsi birer süper ego mağduru. Kendilerini beğendirmek, taktir edilmek, topluma uyum sağlamak en büyük amaçları. Toplum onların sahibi olmuş farkında değiller. Benliklerini kaybetmişler adeta.
Benim en büyük korkumdur toplum hapsi. Topluma göre yaşamak. İşte bundandır benim kaçışım. O yüzden çok karışmıyorum etliye sütlüye. Karışmıyorum derken söyleyeceğimden geri kalmıyorum. Doğrularımı sonuna kadar savunuyorum elbette. Ama kimseyi kendi doğrularıma ikna etmeye çalışmıyorum. Niye ikna edeyim ki zaten? Herkes ben gibi düşünürse ne anlamı kalır çok sesliliğin, ne anlamı kalır benim düşüncelerimin.
Vazgeçilmez arkadaşlarım yok mesela benim. Hoş, çok arkadaşım da yok. Olanlarsa benim kafadan zaten. Bir ilişki hiç bir zaman vazgeçilmez olmamıştır benim için. Sıkılmam bitmesi için yeterlidir mesela.
İşte hayat hep bu seviyede basittir benim için. Doğ ve öl. Arada yaşadıkların, yaptıkların, yaptıklarının bıraktığı izler ve insanların senin için ne düşündüğü hiç önemli değil. Sonuç olarak dünyaya kazık çakabilmiş hiç kimse yok aranızda. Elindeki kısacık yaşamı da başkaları için harcama.
Şimdi tabi nerden çıktı diyorsunuzdur bu yazı. Onu da şöyle kısaca özetliyeyim size. Bugün bir arkadaşımla muhabbet sırasında söz döndü dolaştı toplum baskısına geldi. Kendisi olmak istediği kişi olamıyormuş çünkü çevresindeki insanların düşünceleri onun için çok önemliymiş. İşte ben de kendisine bu yazıyı yazdım. Bu yazı benden ona küçük bir hediye olsun.
Yavuz Okumuş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder