Hoşgeldin sevgili okurcuğum... Sanma ki burada ufkunu aydınlatıyorum, geleceğine ışık tutuyorum, hayata bakışını değiştiriyorum... Ben burada sadece kendi düşüncelerimi sadebir dille kalema alıyorum... Beklentilerini yüksek tutma diye söylüyorum bunu sana... Sonra uyarmadı deme... Hadi bakalım iyi eğlenceler dileyip seni yazılarımla başbaşa bırakıyorum...

16 Ağustos 2012 Perşembe

Üç Film Birden

   İşten ayrılmış olmanın boşluğuyla kendimi iyice filmlere adadım son zamanlarda. Bulduğum en ufak boşlukta film izliyorum. Çok boktan filmlere denk geldiğim gibi çok güzel filmlere de denk geliyorum haliyle... Ama üç tanesi var ki beni benden aldı resmen.... Bunları sizinle paylaşmadan rahat uyuyamayacağım.


  THE HELP


   Film Amerika'nın güney eyaletlerinden Mississippi'de zamanında ırkçılığın ne boyutlarda olduğunu çok acımasızca gözler önüne seriyor. Hatta yeri geliyor sinirlerinizi çok bozuyor, faşizmin ne kadar mide bulandırıcı bir düşünce olduğunu adeta yüzünüze çarpıyor. Her ne kadar siyahi hizmetçilerin iş verenleriyle ilişkilerini anlatsa da içinde barındırdığı küçük ayrıntılarla da mesaj vermekten geri kalmıyor. Dram yönü ağır basmasına rağmen bazı sahnelerde sizi bir komedi filmi izlercesine kahkahaya boğabiliyor. Pek çok duyguyu size 2 saatlik bir sürede yaşatıyor kısacası. Hiç sıkılmadan bir solukta izleyebileceğiniz sıcak bir film arıyorsanız işte o The Help. Hiç durma izle derim... Aaa bir de unutmadan Emma Stone hayranları için bulunmaz bir film.


İNCENDİES


   Of ki ne of... Bir grup arkadaşla beraber daha bu gece izledik bu filmi. Sıcağı sıcağına yazıyorum ki hala etkisindeyim. Bir annenin vasiyeti üzerine hayatındaki bilinmeyen gerçeklerin ortaya çıkışını anlatan sinir bozucu güzellikte bir film bu. İnsanın psikolojisini 2 saat gibi bir sürede yerle bir edebiliyor. Ağır ilerleyen filmlerden çekinmeyenlerin kesinlikle kaçırmaması gerekiyor bu filmi. İnsanın içini acıtıyor bu film ve tıpkı filmde de olduğu gibi bir süre sessizliğe mahkum ediyor insanı... Efsaneler listesine aldım bile kendisini. Hayatında   yer edecek bir film arıyorsan o bu film olabilir.

PRAYERS FOR BOBBY


   Bayılırım bu tarz gerçek hikayelere hele ki bu filmdeki gibi kusursuz anlatıldıysa. Uzun zamandır izlenecek filmler listesinde bekleyen bu filmi izledikten sonra çok kızdım kendime "niye daha önce izlemedim?" diye. Gerek oyunculuklar, gerek gerçeklerden kopmama, gerek çekimler, gerek müziklerle eşsiz bir yapıt. Film hissettirmek istediği duyguyu adeta alıp kendi elleriyle yerleştiriyor kalbinize. Oğlunun eşcinsel olduğunu öğrenen annenin, kendisiyle, dindar yaşantısıyla, ailesiyle yaşadığı dramı ve kendisiyle yaşadığı çatışmayı anlatan bu filmi sıkılmadan izleyeceğinizin garantisini veriyorum size.

Bir başka Üç Film Birden'de görüşmek dileğiyle...

                                                                                                                               Yavuz Okumuş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder