Kadın Dayanışma Vakfı'nın yaptığı araştırmalara göre; Türkiye'de her 100 kadından 97si en az bir kere şiddet görüyor, en az %20si de silah, bıçak gibi aletlerle şiddete maruz kalıyor.
Peki Türkiye bu konuda ne yapıyor? Türkiye'de Sosyal Hizmetler Kurumuna bağlı sadece 7(YEDİ) kadın konuk evi bulunuyor. Kadınların da bu kurumlara sığınması oldukça zorlaştırılıyor, evrakların ve işlemlerin tamamlanması haftaları bulabiliyor. Sivil Savunma Kuruluşların kadın sığınma evleri açması ise pek çok prosedür nedeniyle zorlaştırılıyor. Yeterli bulunmayan maddi destek sebebiyle de pek çok kadın sığınma evi kapatılıyor.

Bir kadın şiddet görüyor çocuklarının önünde. Ailesine sığınıyor "kocandır affet" deyip geri gönderiliyor. Polise sığınıyor "kocandır affet. aile içinde olur bunlar." deyip geri gönderiliyor. Sonra bir gün manşetlerde görüyoruz o kadını. Kocası tarafından 8 kez bıçaklanarak öldürüldü. Herkes kocayı kınıyor, kızıyor ona. Ama kimse kendisinin işlediği suçu görmek istemiyor. Oysa ki "Bir suça göz yummak, ona ortak olmaktır."
Lafı fazla uzatmak istemiyorum. Uzatmayı da sevmiyorum zaten. Ama artık bazı şeylere göz yummaktan vazgeçmeli Türkiye halkı. Artık kadına şiddete karşı herkes elini taşın altına koymalı. Erkeğiyle kadınıyla herkes...
Yavuz Okumuş
Ankara Barosu bir süre önce Gelincik Projesi'sini başlattı. Binlerce kadına ulaşan, ellerinden tutan bir proje. En mühimi şiddete uğrayan kadına (fiziksel-manevi, ekonomik ya da diğer her türlü şiddet) yalnız olmadığını hissettirebilmek.
YanıtlaSilProje diğer Baro'lara da yavaş yavaş sıçrıyor, umarım tüm ülke dahilinde bilinçle uygulanabilir.