Hoşgeldin sevgili okurcuğum... Sanma ki burada ufkunu aydınlatıyorum, geleceğine ışık tutuyorum, hayata bakışını değiştiriyorum... Ben burada sadece kendi düşüncelerimi sadebir dille kalema alıyorum... Beklentilerini yüksek tutma diye söylüyorum bunu sana... Sonra uyarmadı deme... Hadi bakalım iyi eğlenceler dileyip seni yazılarımla başbaşa bırakıyorum...

24 Mart 2013 Pazar

Üç Film Birden/2

   Bir "Üç film birden" paylaşımı ile yine karşınızdayım. Eski yazılarımı okuyanlar bilir; izlediğim filmlerden üçünü seçer size tavsiye ederim. Son zamanlarda çok film izleme şansım olmadığı için yazının ikinci serisi biraz gecikti. Neyse lafı uzatmadan filmlere geçeyim artık:


                                                               LAL GECE 


   Çocuk gelinler... Türkiye'nin yıllardır kanayan ama çözüm konusunda hiç bir uygulamaya geçilmeyen yarası... "Lal Gece" filmi de bir çocuk gelin hikayesi. Bir oda, ergenliğe yeni girmiş bir gelin ve yıllarca hapis yatmış ellili yaşlarında bir damat... Uzun bir gece... Bu film çocuk gelinlerin gerdek gecesini tüm acımasızlığıyla yüzümüze çarpıyor adeta. Damat gerdek odasında çocuk gelinin korkusuyla, sorularıyla ve çocukça oyunlarıyla başa çıkmaya çalışırken, bir taraftan da kendisi ve töreleriyle yüzleşiyor. Yani film, olayı sadece gelinin gözünden ele almak yerine, hem gelin hem de damadın gözünden ele alıyor ki bu da filmi ayrı güzel kılıyor. Tek bir mekanda ve sadece ikili diyaloglarla ilerleyen film ise benzerlerinin aksine hiç sıkmadan anlatılıyor. Oyuncularında etkisiyle karakterlerin duyguları ise direk izleyiciye aktarılıyor. Reis Çelik'in gerçekleri gözler önüne serme konusundaki bu çabasını desteklemek amacıyla bence bu film kesinlikle izlenmeli...  

THE MUDGE BOY


   Film; taşra yaşayan, kısa bir zaman önce annesini kaybetmiş bir gencin cinsel kimliğini keşfetme aşamasında  babasıyla ve çevresiyle yaşadığı problemleri anlatan güzel bir dram filmi. Filmde aslında iki karakter öne çıkıyor. Cinsel kimliğini kabullenmiş bir birey ve cinsel kimliğini reddeden bir birey... Bu iki kişinin kurmuş olduğu ilişki...Seviyorum bu tarzdaki "hafif dram" filmlerini. "hafif dram" diyorum çünkü film gözlerinizi yaşartmıyor ama içinize işlemeyi başarıyor. Dram filmlerini sevip de ağlamayı sevmiyorsanız bu filmi izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim...

Into The Wild


   Bilen bilir... Bu filmin ben de her zaman yeri ayrıdır. Kaç sefer izledim bu filmi bilmiyorum. Ama her izlediğimde hayranlığım daha da arttı. Bilmiyorum belki de kimsenin cesaret edemediği ama aklının bir köşesinde hayalini kurduğu hayatı yansıttığı içindir bu hayranlık. Severim gerçek hikayelerden esinlenilen filmleri. Bu film de yaşanmış bir olaydan esinlenerek çekilmiş. Filmde üniversiteden yeni mezun olmuş bir gencin, bütün sorumlulukları geride bırakarak Alaska'da doğa ile içiçe yaşamak için çıktığı yolda başından geçenler anlatılıyor. Tanıştığı insanlar, yaşadığı maceralar vs... Hepsine değiniliyor filmde. Film biraz uzun. Çevremde izleyenlerin pek çoğu da sıkıcı buluyor işlenişi. Ama ben onların tam aksini düşünüyorum. Bence film gerçekten izlenesi bir film. Vaktiniz de bolsa bu filmi izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum...

                                                                                                                Yavuz Okumuş

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder